Yazı ve Fotoğraflar: Tahsin CEYLAN
Sucul omurgasızlar arasında önemli bir ekonomik değere sahip bulunan karidesler; ülkemiz sularında sıkça rastladığımız ve görüntülediğimiz canlı türleri arasında yer almaktadırlar. Bazen bir mağara kovuğunda binlercesine, onbinlercesine, bazen bizden ya da ışığımızdan kaçarak kuma gömülerek güvenliğini sağlamaya çalışırken, bazen de bir balığın yanağında gezinirken ya da anemonun içinde gizlenirken görüntülüyoruz. Mağaralarda toplu halde bulabilmek ise ancak yılın belli aylarında mümkün olabiliyor. Fethiye Kızılada kıyısında 37 metrede yeralan mağarada ilk defa rastlamıştım toplu karides yaşamına. 2002 yılında ise Adrasan’da Niasan-Mayıs aylarında yaptığımız bir dalışta tanık oldum. Rehberimiz Holger karideslerin her yıl Nisan ve Mayıs aylarında mağaraya geldiklerini ve Haziran ayına kalmadan gittiklerini ifade etti. Temmuz ayında ise yine aynı mağaraya yaptığım dalışta ise fenerin olanca aydınlatması ve gözlerimizin tüm keskinligine rağmen ancak bir tane gözlemleyebilmiştim. Mevsimsel bu göç her yıl aynı dönemde tekrar yaşanmaktadır. Mağaraya girip ışığınızı yaktığınız an toplu bir kaçışmaya tanık olursunuz. Adrasan Koyunda görüntüledigim karidesler Plesionika narval türüne ait. Uzantıları hariç 8-10 cm. civarında uzunluğa sahip olduklarını tahmin etmekteyim. Tür tesbiti ve mevsimsel göç hareketleri konusunda bize yardımcı olan bilgisini esirgemeyen Sevgili Baki Yokeş Hoca’ya buradan teşekkür etmek isterim. Kuzey Atlantik ve Akdeniz’de (batı bölümleri) yaşarlar. Akdeniz’de birbirine çok benzeyen 10 civarında Plesionika türü olduğu bilinmektedir. Digerleri derin denizlerde ( türüne göre 200-1200 m) zemin üzerinde yaşarken sadece bu tür çoğunlukla mağara ve kovukları tercih ediyor ve sığ derinliklere çıkıyor. Gündüz mağaranın içinde yaşarlar, gece bulundukları yerden çıkıp dolaşabilirler. Macro görüntülerden oluşan ve gözleri ön planda bulunan karidelseri daha önce Fethiye’de bir gece dalışında fotoğraflamıştım. Plankton hareketlerine bağlı olarak mevsimlik göç hareketleri görülmektedir.
Tüm diger Plesionika türlerinde olduğu gibi Plesionika narval da hermafrodittir. Yaşamları boyunca cinsiyet degiştirerek yaşarlar. Genellikle önce erkek sonra dişi olurlar. Yumurtaları mavidir ve larva olana kadar dişinin ventral (karın) tarafında tutunurlar. Bütün Pandalidae türlerinde bu özellik mevcuttur. Plesionika türlerinin bazıları tüm yıl boyunca ürerler. Yumurtadan çıkan larvalar planktonlarla beslendiklerinden planktonların sığ sularda en bol bulunduğu mevsim olan Nisan-Mayıs aylarında sığ suları tercih ederler. Diger mevsimlerde 100-200 m gibi derinlikler plankton açısından üst sulara nazaran daha zengindir. Bu nedenle derine göç görülebilir. Ancak bireyin hepsi de derine inmeyebilir. Bu nedenle topluluk kaybolmuş gibi görünebilir. Türün üzerinde genellikle kırmızı beyaz şerit yeralmaktadır. Bu türün bireyleri kovuklarını paylaştıkları mığrı ve mürenlerin üzerlerini temizlerler. 2002 UFBAY yarışmasında Çeşme de Mürenin üzerinde gezinirken video kamera ile görüntülemiştim.
Dünya üzerindeki tüm temizleyici karideslerin diger karides türlerinden ayrıdedilebilecek kırmızı beyaz, ya da sadece kırmızı (belirgin) şeritleri vardır. Bu farklı renk balıkların bu türleri diger kendilerince yenilecek türlerden ayırdedilmesine olanak verir. Ülkemiz denizlerindeki diger bir temizleyici karides türü de Stenopus spinosus’tur. Bu türün de kuyruğunda belirgin kırmızı-beyaz şerit vardır.
Karidesler Crustacea (Kabuklular) sınıfının Decapoda (Ön Ayaklılar) takımından Natantia (yüzücüler) grubunda yeralmaktadırlar. Boyları çok değişken olup, maksimum vücut uzunluğu türlere göre birkaç cm’den 35 cm’ye kadar olabilir. Boy özelliklerine göre bölgesel olarak genellikle küçük boylu türler “Teke”, daha büyük boylu türler ise “Karides” olarak adlandırılmaktadır. Bütün dünya denizlerinde yaygın olarak bulunurlar. 2.500 civarında türü bilinmesine karşın sadece 300 türü ticari öneme sahiptir. Ticari öneme sahip türler genellikle Penaeidae familyası içinde yer almaktadırlar. Devlet İstatistik Enstitüsüne ait 2000 yılı verilerine göre Türkiye denizlerinde toplam 2000 ton karides avlanmıştır. Bu miktarın en büyük kısmı Marmara Denizinden (1655 ton), geriye kalan kısmı ise Ege Denizi (210 ton), Akdeniz (133 ton) ve Batı Karadeniz’den (2 ton) sağlanmaktadır. Türkiye denizlerinden bugüne kadar saptanan 60’ın üzerindeki tür arasından sadece 7 tür ticari önem arz etmektedir ve bu türlerden 5 tanesi Kızıldeniz göçmeni türlerdir. Lüks besin maddesi oluşturmaları ve dolayısıyla yüksek ticari değer arz etmeleri nedeniyle kıyılarımızla yoğun bir karides avcılığı mevcuttur.
Yoğun avcılık nedeniyle stoklarda ciddi azalmaların meydana gelmesi olasıdır, ancak dünya çapında yetiştiricilik çalışmaları devam etmektedir. Türkiyede de benzer girişimler Kızıldeniz kökenli 2 tür (Penaeus japonicus ve Penaeus semisulcatus) için gerçekleştirilmektedir.
Karides türleri sahilden 5000 metre derinliklere kadar yayılım gösterseler de ticari öneme sahip türler 100 metre derinlige kadar olan diplerde yaygınlaşmışlardır. Pelajik (su kütlesi) bölgede yaşayan az sayıdaki temsilcilerine karşın çoğu bentik bölgede ve özellikle çamurlu, kumlu-çamurlu veya kayalık diplerde yaşarlar. Bazıları süngerler gibi omurgasızların içinde de yaşam sürdürebilmektedirler.
Karidesler genellikle omnivor (hem hayvansal, hem de bitkisel organizmalar ile beslenen) canlılar olarak bilinmektedirler. Poliket, krustase ve algleri besin olarak tüketebilirler. Ancak omnivorluğun derecesi türden türe degişebilecegi gibi, gelişme evrelerine bağlı olarak da degişim gösterebilir. Beslenme ile ilgili göçler gece-gündüz peryoduna bağlı olarak yapılır. Gündüz süresince dipte yaşayan ve buradaki organizmalarla beslenen karidesler, geceleyin besin bulmak için suda vertikal (dik) veya horizontal (yatay) olarak göç yaparlar.
KAYNAKLAR
Anonim (2000). Su Ürünleri İstatistikleri. T.C.Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü, Yayın No: 2538, 45 s.
Debelius, H. (2001): Crustacea Guide of The World, 21
Kocataş, A., Katağan T., Uçal O., Benli, H.A. (1991): Türkiye Karidesleri ve Karides Yetiştiriciligi.Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü, Bodrum, Seri A, Yayın No.4, 143 s.