Krustaselerin güzel gözleri burada sadece birkaçından kısaca bahsedeceğim pek çok şaşırtıcı özelliğe de sahip. Onlar hayal etmemiz bile zor olan görsel imajları, optik harikası mercek sistemleri ve retina yapıları sayesinde oluşturabiliyorlar.
Yazı: Can ÖZEN*
Fotoğraflar: Tahsin CEYLAN
Işığın yoğunluğu, karada da olsun denizde olsun, her yönde eşit değildir. Örneğin karada, gökyüzü ultraviyole ışık yönünden zenginken, yer ve bitki örtüsü değildir. Denizlerde ise her dalga boyunda ışığın kaynağı yüzey tarafıdır. İşte bu yüzden deniz canlıları bulundukları ortamın sağladığı ışıktan en iyi şekilde yararlanmak için kendilerine has göz yapıları geliştirmişlerdir. Basit tipde veya bileşik tipdeki bu tür özelleşmiş gözlerin retinalarında bölgesel değişikliklere rastlıyoruz. Bu farklı bölgeler farklı görsel bilgileri canlının beynine ileterek hayal etmemiz bile zor olan görsel imajların bu canlılar tarafından oluşturulmasını sağlarlar.
Farklı dalga boylarını algılamanın sağladığı faydalardan az da olsa bahsetmeden geçmeyelim. İnsanlar ultraviyole ışığı göremezler fakat birçok eklembacaklı ve omurgalı (balıklar ve kuşlar) özel foton reseptörlerine sahip oldukları için ultraviyole görme yeteneğine de sahiptirler. Özellikle deniz krustaselerinde oldukça kompleks bir göz yapısına rastlıyoruz. Araştırmacılar bu çeşit bir görme yeteneğinin karides gibi canlılara avlarını veya avcılarını görürken bir çeşit görsel kontrast sağladığını düşünüyorlar. Bu tip adaptasyonlar sayesindedir ki bu canlılar renk cümbüşü içerisindeki bir mercan kayalığında nerede kim var biliyorlar veya burnumuzun dibini göremediğimiz kadar bulanık sularda kendilerinden emin hareket edebiliyorlar.
Görüntü kalitesine gelince; bir canlının görebildiği her yönde net bir görüntü elde etmesi çok zor bir iş olurdu. Bu, gerekli yapısal değişiklikler sağlandığında olduğundan çok daha büyük bir gözü de beraberinde getirirdi ki, hiç de ekonomik olmayan bir durum olacağını sizler de takdir edersiniz (Sanırım pek güzel de olmazdı). Bu nedenledir ki, canlının hareket yönü gözün yapısı üzerinde önemli bir rol oynamıştır. İleriye doğru hareket yaygın olduğu için, kabuklular da dahil birçok canlının bu yönde görüşleri çok daha keskindir. Bazı kabukluları ve böcekleri ise biraz daha detaylı incelediğimizde bakın gözümüze ne çarpıyor. Bu canlılarda dorsal yönde de bir keskin görme kabiliyeti var. Yani ileriyi net görebilen bu çeşit bir kabuklu aynı anda üstünde olup bitenlerden de oldukça net bir şekilde haberdar olabiliyor. Su içindeki yaşamları süresince yüzeye de netlenmiş çok değerli bu kamera sayesinde av ve avcılar hakkında önemli bilgiler edindikleri kesin.
Belki bu sizi şaşırttı ama durun daha ilginci de var. Bir sığ su karidesi olan Dioptromysis paucispinosa neredeyse tam olarak arkasını bile net olarak görebilecek gözlere sahip. Bu yeteneğini gözün arka kısmına doğru konumlandırılmış büyük bir merceğe borçlu Dioptromysis karidesi. Öyle ki tam arkadan baktığınızda bile üzerinizde ne yaptığınızı dikkatle izleyen bir çift göz olduğunu hissediyorsunuz. Bilmem artık bu canlıya hissettirmeden yaklaşmanın bir yolunu bulacak birileri var mı?
* Arş. Gör., ODTÜ Biyolojik Bilimler Bölümü
(cozen@metu.edu.tr)
Referanslar:
1. Cronin TW, Marshall NJ, Quinn CA, King CA; Ultraviolet photoreception in mantis shrimp, Vision Res Jun,34(11):1443-52, 1994.
2. Marshall J, Oberwinkler J; The colourful world of the mantis shrimp, Nature Oct 28, 401(6756):873-4, 1999.
3. Nilsson Dan-E., Modlin R. F.; A Mysid Shrimp Carrying a Pair of Binoculars, Journal of Exp. Biol. 189, 213–236, 1994.