Yazı ve Fotoğraflar. Tahsin Ceylan
“Cepkenli, şalvarlı, bellerindeki kuşaklar saldırmalar, piştovlarla dolu dört kişi, Papaz İkonomos çiftliğinin doğu yakasındaki insan boyuna yakın duvarlarında göründüklerinde, vakit ikindidir... Bunlardan biri, işçilerden biriyle konuşur, çiftliğin sahibiyle görüşme isteğinde bulunur. Durumdan haberdar edilen İkonomos, yolcuların içeri alınmalarını emreder. Kendisi çiftlik evinden pek de uzak olmayan ve özel olarak yaptırdığı kulesinde, denize karşı nargilesini fokurdatmaktadır. Burada kabul ettiği yolculara, ne istediklerini sorar. “Kimseyi tanımıyoruz, mümkünse bir gece kalıp, dinlenmek isteriz.Tanrı bizi kutsal bir insanın evine getirdi; biraz yemek ve uyuyacak bir yer bulacağımız umudundayız,” yanıtını verir dört yolcudan biri.
Papaz, buyur eder, oturtur; kim olduklarını nereden gelip, nereye gitmekte bulunduklarını sorar. İkonomos’un sorularına, birisi cevap verir hep, ötekiler onaylayan bir suskunluk içinde ve hep saygılıdırlar ona.
Papaz konuklarını bir süre baş başa bırakır, kuleden iner, evine doğru yürür. Karısına çiftliklerine gelen dört konuk için yemek ve iki oda hazırlamasını söyler.
“Yine tanımadığımız, bilmediğimiz yabancıları mı getiriyorsun bana? Ne olacak senin bu halin? Kimdir bunlar. Ne istiyorlar?” der karısı.
İkonomos, canlı, emreden bir sesle, “Karım, dinle beni…İyilik yap, denize at! Haydi, çabuk ol!” yanıtını verir.
Her şey hazırlandığında, İkonomos’un buyruğuna uygun olarak, erkekler için ayrı masa kurulur. Yemek süresince yapılan konuşmalar, genellikle kent halkının eksiklikleri ve ekonomik konulara yöneliktir. Dört konuktan sadece biri konuşmakta, sormaktadır. Yemek sona erdiğinde, yolculardan üçü, onun işareti üzerine, yatmak için izin isterler ve sohbetlerini sürdürmeleri için, başlarıyla İkonomos’u yalnız bırakırlar.
İki adamın sohbetleri dinsel saplantılar, yardım, sadaka ve insanların dostlukları üstüne sürer, gider.
Konuk sonunda, Hasan Paşa olduğunu açıklar, Çanakkale’deki donanmaya güven içinde varabilmek amacıyla, İkonomos’tan ilgi ve yardım ister.
İkonomos, bir hafta süreyle dinlendirir, ağırlar onu. Ardından, Ayvalıklılardan güvenilir elli silahlıyla Hasan Paşa ve beraberindekiler, Balya üzerinden Çanakkale’ye giderler. Hasan Paşa ve İkonomos, ayrılışlarında, dostluklarını tekrarlarlar.
Hasan Paşa’ya zamanın başkenti İstanbul’a vardıktan bir süre sonra “Gazi “ ünvanı verilir, sadrazamlığa (başbakan) getirilir.
Kent dertleriyle başı çok ağrıyan Papaz ikonomos, 1773 başlarında Hasan Paşa’yı ve başbakanlığını hatırlayarak, İstanbul’a gitmeye karar verir. Gider de… Ama güçlükler yakasını bırakmaz ; zamanın başbakanı na ulaşmak kolay mı?...Muhafızlar, subaylar…Çok gürültü çıkarır İkonomos; o kadar ki, gürültüler Hasan Paşa’nın odasına kadar varır. Paşa, gürültünün nedenini sorduğunda, “Dostunuz olduğunu söyleyen bir papaz, sizi görmek istiyor!” derler.İkonomos,Gazi Hasan Paşa’nın emriyle, hemen getirilir… Ağlamaklı, sarmaş dolaş olurlar.Hasan Paşa, çiftliğine vardıklarında, orada papazın karısına söylediklerini duymuş olduğunu anımsatan anlamda, “Kadınım, iyilik yap, denize at,” der ve sorar İkonomos’a : “Ne istiyorsun? Ne istersen söyle, yapacağım. Kurtuluşumu sana borçluyum!”İkonomos, Paşa’yı “Hemşerilerimin gönlünü hoşnut etmeni dilerim Paşam,” diyerek yanıtlar.
İkonomos, Ayvalık’a dönüşünde, Ayvalık’ın özerklik belgesini de getirir yanında.”
(Kaynak. Ahmet Yorulmaz.Ayvalık’ı Gezerken)
Dostum bana “Seni heyecanlandıran iki şey arasında tercih yapma durumunda kaldığında daima daha önce denemedigi seç” demişti.Benimde tercihim kuşkusuz öyle oldu.Kuzey Egenin mavi büyüsüyle buluşmamızda daha önce dalış yapmadığımız bir noktayı denemek istiyoruz bu kez. Tokmaklar.
Biyolojik çeşitlilik açısından oldukça zengin fauna ve flora yapısına sahip olan Ayvalık; Ülkemiz sualtı fotoğrafçılarının sürekli uğrak yerlerinden biridir. Önceleri sığ sularında denizatı arama ve görüntüleme çalışmalarıyla başladı her şey, sonra bizce derin ama Ayvalık’lı süngercilerce sığ olan derinliklerde kırmızı mercanları (Gorgonyalar) görüntüleme arzusu ağır bastı. Şimdilerde ise; Ayvalık bize diplerindeki gizemli denizatlarını, mercanlarını, süngerlerini ve daha bir çok denizel canlıyı tanımamıza olanak sağladı. O hep hasretini çektiğimiz ve çok arzuladığımız Yunuslarla birlikte yolculuk yapmamıza kucak açtı. Ve her zaman berrak kabarcıkların içinde hayallerimizi yaşamamıza olanak sağladı. Bu nedenle bu sayımızda Ayvalık’daki sualtı yaşamını bir kesitle de olsa tanıtmaya çalışacağız.
Adını Büyük Maden Adasında yaşadığı söylenen Ezerbey’den alan bir diğer dalış noktamız 25 metreden başlayıp 60 metre derinlige kadar inmektedir. Kimilerince Vapur Sığlığı İkinci Tepe olarak’da adlandırılan bölge Ayvalık dip yapısına uygun zengin bir ekosisteme sahiptir. Büyük bir alanı kapsamasa’da Kerbella ve Deli Mehmet Sığlığı ile karşılaştırıldığında yıpranmamış olması biz sualtı fotoğrafçıları için oldukça cazip bir bölge olma özelligindedir.
Ayvalık açıklarındaki dalış noktalarının hemen hemen büyük bölümü, özellikle gorgonyaları gözlemliyebilmek açısından derin noktaları teşkil etmektedirler. Süngercilerin adlandırmalarıyla dalış noktaları “sığlık” eki ile ifade edilmişlerdir. Bizler sığlık deyince hep 3-5 metre derinlik anlıyoruz. Oysa ki süngercilerin sığlık degerlendirmeleri bizden farklı. Buradan bir kez daha rahmetle anıyorum. Selam Süngerci’yi daha önce haber yaptığımızda sığlıkları sonarın ve her türlü elektronik aygıtın olmadığı bir dönemde nasıl keşfettiklerini bizlere anlatmıştı.
Bölgenin dip yapısında görsel menü açısından cazibe merkezi olan gorgonialar; Anthozoa sınıfına ait canlılar olarak bilinmektedirler. Anthos Latincede çiçek, zoo ise hayvan anlamına gelmektedir. Tamamen polip şeklinde olan bu canlıların ağız plakasının etrafında bir yada birkaç sıra üzerine dizilmiş tentaküller bulunur. Hem eşeyli, hem de bölünme yada tomurcuklanma ile eşeysiz olarak çoğalırlar. Eşeysiz çoğalma ile meydana gelen bireyler genellikle bir arada kalarak koliniler oluştururlar. Gorgonacea takımına ait olan ve ağaç şeklinde dallanmış kolinileri bulunan bu mercan türünün iskeleti kalkerden veya gorgonium denilen boynuzumsu maddeden yapılmıştır. Gorgoniaların çoğu sesil (bir yere sabitlenmiş) canlılar olup,koliniler şeklinde yaşamlarını sürdürürler.
Kuzey Ege ekosistemine özgü akıntı sistemleriyle besleyici elementlerin çokluğu dip yapısını canlı türleri açısından oldukça zenginleştirmiştir. Her seviyede dalıcıyı heyecanlandıran görüntü mutlaka mevcuttur. Özellikle bu bölgede dalışı olmayan dalıcılar açısından ifade etmek istiyorum. Ayvalık mutlaka dalınması gereken bir yerdir, hafızalarınızda hatırlanacak çok şey bırakacaktır. Körfez 2’nin sağladığı konfor ve güvenlik kuralları içinde bunu yaşamak ayrı bir mutluluk. Unutulmamalıdır ki en iyi dalış, yapılan en güvenli dalıştır.
Kuzey Ege; farklı akıntı sistemleri, sularındaki oksijen ve besin tuzlarının etkisiyle fauna ve florası ile biz sualtı fotoğrafçılarına geniş açı ve macro kesitte geniş bir menü sunmaktadır. Akdeniz ve Ege’nin derinliklerinde rastladığımız kırmızı dal süngerler’e (Axinella polypoides), ayrıca kayaların üzerlerinde pembe, kırmızı veya mor renkleriyle pamuk süngerlerine sıkça rastlamak mümkün. Süngerler hem geniş açı, hem genellikle üzerlerinde gözlemlenebilen organizmalarla makro görüntülere veri teşkil etmektedirler. Tropik sulardaki tür çeşitliligine özlem duyanlara Bebek Kayalıkları’nda (Saros) mutlaka dalmalarını öneririm. Anemonların içinde yaşayan kaya balıklarını (Gobius bucchichi), müren (Muraena helena), mığrı (Conger conger), kabuklular (karides, istakoz, böcek, yengeç) ve sarı renklerin pozitif enerjisini sarı sünger anemonlarıyla yaşamak mümkün. Kayalık bölgenin küçük boylu sakinleri olan karabaş balıkları (Tripterygion sp.), kamuflaj ustaları olan iskorpitler (Scorpaena sp.), kaya kovuklarından meraklı gözlerle bakan hani balıkları (Serranus sp.), ayrıca lahozlar ve sarıkuyruk balıkları gibi onlarca balık türünü birarada gözlemleme keyfi, belki en belirgin şekilde Kuzey Ege’de yaşanabilir.
Aslında Ege Denizi bölgesel konumu ve ekolojik özellikleri açısından Akdeniz ekosisteminde özel bir öneme sahiptir. Bu nedenle biyolojik özellikleri açısından kendine özgü bir yapısı vardır. Coğrafik konumu nedeniyle Karadeniz ve Akdeniz sularının buluşma havzasını oluşturan Ege Denizinin Kuzey bölümü Boğazlar Sistemi aracılığı ile gelen soğuk ve az tuzlu Karadeniz sularının etkisi altındadır. Bu nedenle kuzey ve güney Ege suları ısı ve tuzluluk açısından birbirinden farklı özellikler taşımaktadırlar.
Yaz aylarında yüzey suları 20 ‘C kadar yükselmesine karşın 10 metrenin altındaki derinliklerde sıcaklık 15-17 ‘C kadar düşmektedir. Bu özellikler nedeniyle bölge soğuk ve sıcak seven canlı türlerinin buluşma noktasını oluşturur. Kuzey Ege bölgesinde Batı Akdenizli formlar, Güney Ege bölgesinde ise Doğu Akdenizli formlar egemen durumdadır.
Ege Denizi biyolojik çeşitlilik yönünden zengin olup, bölgede 400 civarında alg, 5000 civarında omurgasız hayvan ve 400 civarında da balık türünün yaşadığı bilinmektedir.
Kuzey Ege, atmosferdeki kütlesel hava akımlarının kilit noktasına yakın olması nedeniyle şiddetli rüzgar hareketlerine maruz kalmaktadır.Yaz aylarında imbat-poyraz sistemleri bölgenin tipik hava hareketleridir. Haziran-Ekim ayları arasında şiddetli fırtınalar şeklinde esen kuzey rüzgarları yüzey sularının 2-3 ‘C daha soğuk olmasına yol açmaktadır. Bölgede derin çukurlar olmakla birlikte 200 mt.ye kadar olan derinlikler dip yapısının % 54’nü oluşturmaktadır. Saros Körfezi tuzluluk ve besleyici elementler açısından da Karadeniz kökenli yüzey sularının etkisindedir. Tuzluluk % o33 seviyesinde ölçümlenmiştir. Kuzey Ege’ de zengin besleyici elementlerin varlığı Karadeniz’den ve Marmara Denizi’inden bu bölgeye besin tuzlarınca zengin suların gelmesi sayesinde mümkün olmaktadır.
Kuzey Ege’de yaptığımız hemen hemen bütün dalışlarda akıntı sistemlerine rastlamaktayız. Karadeniz’den gelen yüzey suları 12.600 m3/sn, Akdeniz’den gelen dip suları ise 6.100 m3/sn. su kütlesi hareketi yaratmaktadır.
Kuzey Ege sularının diğer denizlere göre berrak oluşu, ışığın önemli derecedeki derinliklere ulaşmasına imkan vermektedir. Bu durum ise zemindeki canlı topluluklarının nispeten zenginleşmesini ve bunlarla beslenen dip balıklarının populasyonlarının artmasını sağlamaktadır.
Mavide kalın…