Yazı: Tahsin Ceylan
Fotoğraflar:Tahsin Ceylan-Seda Ceylan
Likya dönemi uygarlığına ait önemli kalıntılara ev sahipligi yapan ve büyülü mavi ile gizemli bir dünya oluşturan Kekovada dalışa gidebilmek için uzun süre dalışa yasak bölgelerin açılmasını beklemek zorunda kaldık. Yüzyıllardır bir çok tektonik kırılmalara maruz kaldıktan sonra kısmen batan ve bizim bugünkü görselligimizde kalan bölgenin özellikle dip yapısını hep merak etmişizdir.Kaş’tan sonra Uluburun geçilerek Kekova’ya doğru gidildiginde önce Sıcak Yarımadası, yarımadanın ucunda Toprakada ve Karaada yer alır.Bundan sonra Kekova Adası uzanmaktadır. Adadan dolayı tüm bölge Kekova olarak adlandırılmaktadır.Adanın karşısında Kaleköy ve daha ilerisinde de Üçağız Köyü bulunmaktadır. Burası tarih ile doğanın ve bugünkü yaşamın iç içe olduğu bir bölgedir.Sıcak İskelesindeki Aperlai, batık kent, Kaleköy’deki Simena, Üçağız’da bulunan Theimussa ve Gökkaya Koyu üzerindeki Istlada birbirlerine çok yakın antik kentlerdir. Kekova Diving Centre’in bölgede faaliyet göstermesiyle birlikte ilk ziyaret proğramımızı bu yöreye planladık. Bölgenin dalışa yasak olması nedeniyle birçok güzelliklere tanık olabilecegimizi düşünüyordum. Ancak yıllar öncesinden Göcek Koyları ile ilgili olarak dergimiz adına yaptığımız bir çalışmada, dalışa yasak olan bölgelerin serbest olan bölgelere oranla daha kötü durumda olduklarını gözlemlemiştik. İstemesek de aynı tabloya bir-iki dalış noktasıyla sınırlıda olsa burada da tanık olmak durumunda kaldık. Görünen ve bilinen odur ki yasaklarla bir yöreyi koruyabilmek mümkün degildir. Koruma ancak duyarlı toplum bilincini yaymakla gerçekleşebilir. Sualtı kamuoyunda bu alandaki duyarlılığın artarak geliştigini görmek memnuniyet verici.
Kekova Diving Centre bölgede faaliyete başladı. Yeterli donanım ve ekipmana sahip olma sürecinde. Biri 15 digeri ise 30 kişi kapasiteli iki adet dalış teknesi ve diger donanımlar karayolu ile ulaşımın bulunmadığı bölgede konuşlandırılmış durumda. Bölgenin batık şehir kalıntılarının bulunduğu alan dalışa yasak olma özelligini korumakta, ancak aynı bölge ile birlikte yasak kapsamında olan Kekova Ölüdeniz olarak adlandırılan bölgenin açığa bakan tüm kıyı şeridi dalışa açık konumda. Buradaki envanteri oluşturmak sanırım oldukça zaman alacak.Dalış Merkezi yetkilisi Bülent Gündüz ve Yusuf Hoca, bölgede tesbit ve haritalandırma çalışmalarına başlamış bulunmaktadırlar. Bu çalışmaların akabinde mutlaka Kaş gibi sualtı fauna ve florası açısından zengin dalış yerlerinin tesbit edilebilecegine inanıyorum. Kekova-Üçağız olarak bilinen bölgeye araba ile gidebilmek mümkün. Dalış merkezinin Ofisi burada, ancak dalış tekneleri yaklaşık 10’ uzaklıkta ve o bölgeye karayolu ile ulaşım imkanı bulunmadığından sürat botu ile ikmaliniz sağlanmaktadır. Yaklaşık bir yıl önce faaliyete geçen Kekova Pansiyon ise konaklama için çok ideal. Gürültüden uzak tarih içinde yaşamak sanırım bu olsa gerek. Dalış tekneleri ise Salih Abinin Yeri olarak da bilinen Simena Restaurant önünde demirli ve deniz ürünlerinin her türlüsünü farklı sunumu ile tadabilmek mümkün.
Dalış yaptığımız iki farklı noktada özellikle dip yapısında herhangi bir kirlilige rastlayabilmek mümkün degil. Balık populasyonu açısından ise tatmin edici bir görüntüyü gözlemleyemedik. Bölgenin tümünde son derece berrak bir vizibilite mevcut. Kumluk zeminlerde hiç yıpranmamış dış yüzeyi tamamen tunikateler ile kaplı bolca pinalara rastlamak mümkün. Deniz kestaneleri ve deniz yıldızları ise geniş bir populasyona sahip. Tekneler tarafından çapa atımı yoğun olarak yapılmadığından deniz çayırlarında herhangi bir tahribata rastlanılmamış olması son derece sevindirici.
Tarihin gizeminde dalış yapabilmenin keyfini Kekova’ da yaşayabilirsiniz. Bilinmedik yerlerde yeni keşiflere uzanmak ve görüntüleyebilmek için bölgenin uzun yıllar sualtı fotoğrafçıları için cazibe merkezi olabilecegine inanıyorum.
Nice sağlıklı dalışlar diliyorum.
Kekova Diving Centre
0542 8118207
Kekova Pansiyon
0242 8742259
Simena Restaurant
0242 8742114