Yazı ve Fotoğraflar: Tahsin CEYLAN
“Zamanı ve enerjini eleştirmeye degil yaratmaya sarfet” demişti arkadaşım bana. Birşeyler yaratmayı bazen bencilce bir tatmin bazen de atfetmek olarak düşünürüz. Oysaki bir tek ifade bütün bedeninizi sarmaya yeter ve harekete geçersiniz.Riskler küçülür gözünüzde, hatta genellikle yokolur dünyanızda anlamlı yaşarsınız dopdolu, kavram ve ifade karmaşası yaratmadan tüm sadeligi ile özümleşir dünyanızda.O en çok, ama en çok sevdiginiz hayallerinize kısmende olsa pratik anlam kazandırma şansını yakalarsınız, onlara asla ihanet etmeden.
Biliçli davranışlarımızın sonucu mu, yoksa geçmişten gelen bir ögreti mi bilinmez ama gelecegin üzerine hep güven oluşturmaya çalışırız.Aslında yaşanılması muhtemel gelecek demek daha doğru olur. Oysaki hiç bir güvencemiz olmadan kederleri yaşarız, onları erteleme şansımız hiç yoktur ve bizim istemlerimizle karşımıza çıkmazlar.Ama sevinçleri ertelemeyi yeğleriz, gelecekte belki yaşarız diye.
Dostum bana “Fırsat ara, güven arama, limandaki bir tekne güvendedir ama bir müddet sonra altı çürümeye başlar” demişti.Anlayabilmenin ve uygulayabilmenin tüm güçlüklerine rağmen anlamaya çalışıyorum.Bu nedenle zamanı yaşanan o an ile belgelemek arzusunu iliklerimde hisediyorum.Acılar gibi seviçleri de paylaşmak elbette en güzeli ve en anlamlısı ama paylaşabilmek en zorudur.Hele hele anlayabilmek.
Sualtı Dünyası’nın bu seferki durağı Ovacık Körfezi.Arkadaşımız Işık Özertürk’ün Yeşilovacık Koyunda açmış olduğu “Pınepark” dalış okulunu ziyarete gidiyoruz.Mersin’i Antalya’ya bağlayan karayolu üzerinde yeralan Pınepark sitesindeki dalış okulunu Akdeniz de Yeni Bir Soluk ifadesi ile tanımlamaya çalışıyoruz.
Bazen günlük hayatımızda kullanırız.O dostum vefalıdır diye.Aslında dost içerigi geregi vefalı, fedekar ve iyi niyetli olmak zorundadır.Bu satırları Ali Güler okuduğunda ne düşünür bilmem ama, telefonun ucundaki samimi ifadesini herzaman anımsamaya deger bulurum.Ali Abi ve Işık telefon trafiginin ardından Akdenizdeyiz.Çevre sıcaklığının 22-23C civarında, su sıcaklığı nın ise 17-19C civarında seyrettigi, pırıl pırıl güneş ve masmavi akdeniz ile koylardaki yeşil bitki örtüsünün oluşturduğu ve dalgaların sizlere sunduğu akustizm ile işte başbaşasınız.Yoldan Ali Abi ile konuştuğumuzda hangi saatte varırsan var, mutlaka gece dalışı olacak demişti.Nihayetinde öylede oldu.Kısa bir hasret gidermenin arkasından gece Akdenizin yakamozlu sullarındayız.Gökte milyarlarca yıldız küme küme sizi odaklarken kapkaranlık sulara dalışınızda, yüreginizi bir sevecenlik, bir heyecan ve ifade edilmeyecek kadar güç olan sımsıcacık sevgiler sarar.Gece dalışında ilk dikkatimi çeken Ege sullarında nadiren rastladığımız Kızıl Deniz göçmeni (Lesepsiyan) “sokar “olarak yörede adlandırılan balıkların oldukça fazla oluşuydu.Bölgenin Süveyş Kanalına yakın olmasında sanırım bu çoğalmanın payı büyüktür.
Gündüz dalışımızı bir batık dalışı olarak planladık.Lübnan bandırallı kuru yük gemisi GHİWA (399 grostonluk) Beyrut-Mersin seferi sırasında şiddetli fırtına sonucu önce Ovacık Körfezine, burada tutunamayınca Taşucu Körfezine sığınmaya çalışırken seyir sırasında 8.12.1991 tarihinda alabora olmuştur.Geminin batış nedeni olarak taşıdığı 12 adet konteynr’in kayarak ağırlık merkezini degiştirmesi olarak ifade edilmiş, bu arada mürettabattan 2’si kurtulmuş diger ikisi ise bulunamamıştır.Işık ve Ali Abi ile planladığımız dalış için bölgeye ulaştığımızda şiddetli bir akıntı bizi karşıladı.Akıntıya karşı verdigimiz büyük mücadele sonucu küçük bir şamandıradan inişe geçtik. Akıntı nedeniyle çapa atamayan tekne ise bizi takip etmeye çalıştı.Boşlukta süzülerek 60 metreye indigimizde kendimizi konteynırlardan birinin yanında bulduk.Doğrusu bu kadar mükemmel alınan kerteriz nedeniyle ilk işim Işık’I kutlamak oldu.Yüzende planladığımız proğram dahilinde dalışımız süresince 3 adet kontenyr’I tesbit etmiş olduk.Gemiyi ise bulamadık ve bir başka dalışa erteledik.Dekompresyon duraklarına çıkıçta ise bizi danslarıyla büyüleyen İspanyol dansözü karşıladı ve keyifle bekleme süremizi adetta kısalttı.Yarın gemiyi bulma çalışmalarımız devam edecek.Ögleden sonra yaptığımız sığ su dalışı sonrası gece dalışına hazırlanıyoruz.
Bu arada Göksu deltası ile Anamur burnu arasındaki bölgenin fok koruma bölgesi ilan edilecegi belirtilmiştir.